Şimdi sizlere tamamen spontane karar verdiğim gezi planım olan Gaziantep'ten, gelişi güzel seçtiğim otelden bahsedeceğim- tabi ki bunların yanı sıra yediğim olağanüstü lezzetli yemek ve tatlılardan da.
Mayıs ayının başında nasıl olduğunu anlayamadığım biçimde 4 gün üst üste tatil yaptım. Biz kabin memurlarının başına çok sık gelir bu haftalık tatillerini üst üste alma durumu ancak ben kabilenin küçük kara böceği olarak bunlara pek rastlamam.. Hem de uçmaya başladığımdan beri ( yaklaşık 2 yıl oldu.) Neyse ki şeytanın bacağını kırdım ya da Allah bana '' Yürü ya kulum!'' dedi bana ay başına dört gün izin planlandı.. Her neyse ben de bu izin günlerimi verimli geçireyim diyerek tuttum booking.com'un, hotels.com'un yolunu arkadaşlar. Tabi ki booking.com artık muhteşem ülkemizde kullanılmadığı için hotels.com 'a geçmem uzun sürmedi. Ne zamandır aklımda olan Gaziantep bu vesileyle arama listeme de düştü.. Hemen araştırdım baktım ve son dakika fırsatına denk gelerek ' Efe Bey Konağı' isimli butik otelde yer ayırttım 2 gece olmak suretiyle. Ancak şehrin neresinde, nasıl gidilir hiç bir fikrim yoktu ( Cam Sanatları Müzesi'ne kapı komşusu olması dışında.).
Thy ile Antep'e direk uçuşlar mevcut elbette ki ben de bir çalışanı olarak haklarımdan yararlanarak ulaşımımı çalıştığım kurum aracılığıyla gerçekleştirdim.
Güzel bir uçuş sonrası hava limanına vardım ve beni karşılamaya gelen arkadaşımla beraber otelin yolunu tuttuk. Hava limanı şehir merkezine yaklaşık yarım saat mesafede bulunuyor ancak şehir o kadar büyükmüş ki benim otelime gitmemiz biraz da kaybolmamızın etkisiyle 1 saati buldu. Çünkü turistik mekanlar şehir merkezinden biraz da ötede konuşlanmış durumda.
Ön zırvalamayı bitirdiğime göre Gaziantep'i anlatmaya başlayabilirim.
Antep Kalesi
Beni hayal kırıklığına uğratan iki şeyden birisi bu yapıt. Zamanın insanları o kadar güzel inşa etmiş ki bu kaleyi günümüz sözde ' restorasyon uzmanları- mimarları' kelimenin tam anlamıyla bu yapıtın içine etmiş. Doğallığından eser kalmayan bir mekana dönüşmüş.. o kadar üzücü ki bu !
Yine de gezelim görelim çünkü o kalenin geçmişi, hikayesi, o kaleyi 1 yıldan fazla savunan kahraman yurttaşlar bunu hak ediyor.
Dışarıdan her şey gayet güzel.. tadilat yapılmış, neyse ki hala ihtişamı yerinde ve en tepeden şehri seyrediyor bu kale.
Bakırcılar Çarşısı... Yaşayan Tarih
Bakırcılar Çarşısı Gaziantep'te ziyaret edilecek yerlerin en başında geliyor ancak benim beklediğimden daha küçük bir yer. Sanırım ben Kapalı Çarşı gibi bir yer bekliyordum.. Neyse çarşıyı anlatmaya başlayalım.. Karşılıklı iki sokaktan oluşuyor bu çarşı ve zaten kendisine yaklaşır yaklaşmaz çekiç seslerini çok güzel bir ahenk içinde, sanki bir şarkı dinliyormuş gibi duymaya başlarsınız.. Kendisine yaklaştıkça daha bi içine alır sizi.. Çarşıyı gezerken daha çok seversiniz bu sesleri çünkü hala el işleriyle uğraşan insanları görürsünüz.. Dünyamızın tüm deforme olma çabasına adeta bir meydan okuma gibidir çünkü bu çarşı.. Hala var olmaya ve aynı kalmaya devam eder çünkü.. Herkese ve her şeye rağmen. Belki de bana etkileyici gelen kısmı buydu, bilemiyorum.. Bakırcılar Çarşısında yerel halk bakırdan tepsiler işliyor, cezveler kalaylıyor, büyük büyük kazanları kullanıma hazır hale getiriyor.. O kadar güzel malzemeler var ki kayıtsız kalamıyorsunuz.. İnsanları işlerindeki ustalıkları ise şahane.. insan hiç mi hata yapmaz o desenleri işlerken?
Bu çarşının yakınında bir de baharat ve fıstık satan sokak var.. Bu sokakta bir sürü çeşit baharat, Antep fıstığı, sumak, zerdeçal, isot ve çeşit çeşit kırmızı biber bulmak mümkün. Hepsi organik ve çok lezzetli.. Gönül rahatlığıyla sokaktaki istisnasız tüm esnaftan alışveriş yapabilirsiniz.
Tahmis Kahvesi
Tahmis Kahvesi'ne tamamen arkadaşım Emre'nin tavsiyesi üzerine gittim ki öncesinde ismini bile duymamıştım.. Orada en meşhur ve en klasik kahvesini içtim. Tabi ki daha önce içtiğim Türk Kahvelerine hiç benzemiyordu. Hafif acımtrak bir tadı vardı fakat oldukça lezzetliydi. Bir daha olsa bir daha içerim :) Bu kadar popüler bir mekan olmasına rağmen iç dizaynı hiç bir etnik deseni barındırmıyor, tamamen diğer bir çok yerde gördüğümüz sıradan cafeler gibi düzenlenmiş. Neyse ki çalışanlar ve lezzetli ikramlar tüm bunları unutturuyor. Sanırım ben Tahmis'ten daha geleneksel ve eski görünen bir iç dizayn beklediğim için bu şekilde düşünüyorum. Menengiç ve dibek kahveleri elbette efsane, ona diyeceğim yok.
Zeugma Mozaik Müzesi
Bam Bam Bam ! İşte burası Antep'te görüp görebileceğiniz en enfes yerlerden biri.. Müze gezmeyi sevmiyor bile olsanız, ''aman kasılıyorum ben sıkılıyorum ben'' bile diyorsanız Mozaik Müzesini görmelisiniz. Çünkü göreceğiniz mozaikler karşısında büyüleneceksiniz. Mezopotamya!nın, Anadolu!nun ve eski uygarlıkların ne kadar şık şeylerle evlerini, saraylarını bezediklerini görünce mimarideki asaleti ve elegantlığı tadacağınızdan emin olun. Mozaik müzesinde beni tek hayal kırıklığına uğratan şey Çingene Kız olarak bildiğimiz mozaiğin boyutuydu.. Her zaman bizim kocaman olarak algılamamıza sebep oldular çünkü devasa boyutlarda reklam panolarında, tabelalarda ve otel Gaziantep tanıtım videolarında bu şekilde gördük.. Kendisine özel bir oda yapılmış Çingene Kız mozaiğinin ancak minnacık kalmış orada.. Yine de hikayesi ve mozaiğin tam hali gerçekten görmeye değer.. Buraya elbette hikayesini koymuyorum ki kendisi hakkında ortaya çıkan tüm anlatıları onu görmeye gittiğinizde öğrenin :)
Gaziantep Hayvanat Bahçesi
Türkiye'nin ikinci büyük hayvanat bahçesinin Gaziantep'te olması beni de şaşırttı ama öyleymiş.. Burayı anlatmayalım gezmek isteyen gezsin çünkü ben de gezmedim :)))
Efe Bey Konağı Otel
Arkadaşlar ben oteller konusunda çok şanssızımdır ancak bu sefer gayet güzel bir tercih yapmışım ve Efe Bey Konağı'nda kalmışım.. Çünkü bu butik otel hem çok temiz hem çalışanları çok nazik ve yardımsever. Otel bir konağın otele çevrilmesiyle oluşturulmuş yani geleneksel Antep evi:) Bunun için de Antep havasını gayet güzel alıyorsunuz. Benim odam Antep Kalesi'ne bakıyordu ki sanırım diğerleri de aynı yere bakıyor.. Efe Bey Konağı hemen Cam ve Seramik Müzesi'nin kapı komşusu, Antep Kalesi ve Bakırcılar Çarşısı'na 5 dakika yürüme mesafesinde. Kahvaltısı zengin değil ancak kahvaltıyı dışarıda yapın zaten.. Antep gibi bir yerde kahvaltı için zeytin peynir tercih etmeyin.. Katmer, Beyran Çorbası deneyebilirsiniz..
Mayıs ayının başında nasıl olduğunu anlayamadığım biçimde 4 gün üst üste tatil yaptım. Biz kabin memurlarının başına çok sık gelir bu haftalık tatillerini üst üste alma durumu ancak ben kabilenin küçük kara böceği olarak bunlara pek rastlamam.. Hem de uçmaya başladığımdan beri ( yaklaşık 2 yıl oldu.) Neyse ki şeytanın bacağını kırdım ya da Allah bana '' Yürü ya kulum!'' dedi bana ay başına dört gün izin planlandı.. Her neyse ben de bu izin günlerimi verimli geçireyim diyerek tuttum booking.com'un, hotels.com'un yolunu arkadaşlar. Tabi ki booking.com artık muhteşem ülkemizde kullanılmadığı için hotels.com 'a geçmem uzun sürmedi. Ne zamandır aklımda olan Gaziantep bu vesileyle arama listeme de düştü.. Hemen araştırdım baktım ve son dakika fırsatına denk gelerek ' Efe Bey Konağı' isimli butik otelde yer ayırttım 2 gece olmak suretiyle. Ancak şehrin neresinde, nasıl gidilir hiç bir fikrim yoktu ( Cam Sanatları Müzesi'ne kapı komşusu olması dışında.).
Thy ile Antep'e direk uçuşlar mevcut elbette ki ben de bir çalışanı olarak haklarımdan yararlanarak ulaşımımı çalıştığım kurum aracılığıyla gerçekleştirdim.
Güzel bir uçuş sonrası hava limanına vardım ve beni karşılamaya gelen arkadaşımla beraber otelin yolunu tuttuk. Hava limanı şehir merkezine yaklaşık yarım saat mesafede bulunuyor ancak şehir o kadar büyükmüş ki benim otelime gitmemiz biraz da kaybolmamızın etkisiyle 1 saati buldu. Çünkü turistik mekanlar şehir merkezinden biraz da ötede konuşlanmış durumda.
Ön zırvalamayı bitirdiğime göre Gaziantep'i anlatmaya başlayabilirim.
Antep Kalesi
Beni hayal kırıklığına uğratan iki şeyden birisi bu yapıt. Zamanın insanları o kadar güzel inşa etmiş ki bu kaleyi günümüz sözde ' restorasyon uzmanları- mimarları' kelimenin tam anlamıyla bu yapıtın içine etmiş. Doğallığından eser kalmayan bir mekana dönüşmüş.. o kadar üzücü ki bu !
Yine de gezelim görelim çünkü o kalenin geçmişi, hikayesi, o kaleyi 1 yıldan fazla savunan kahraman yurttaşlar bunu hak ediyor.
Dışarıdan her şey gayet güzel.. tadilat yapılmış, neyse ki hala ihtişamı yerinde ve en tepeden şehri seyrediyor bu kale.
Bakırcılar Çarşısı Gaziantep'te ziyaret edilecek yerlerin en başında geliyor ancak benim beklediğimden daha küçük bir yer. Sanırım ben Kapalı Çarşı gibi bir yer bekliyordum.. Neyse çarşıyı anlatmaya başlayalım.. Karşılıklı iki sokaktan oluşuyor bu çarşı ve zaten kendisine yaklaşır yaklaşmaz çekiç seslerini çok güzel bir ahenk içinde, sanki bir şarkı dinliyormuş gibi duymaya başlarsınız.. Kendisine yaklaştıkça daha bi içine alır sizi.. Çarşıyı gezerken daha çok seversiniz bu sesleri çünkü hala el işleriyle uğraşan insanları görürsünüz.. Dünyamızın tüm deforme olma çabasına adeta bir meydan okuma gibidir çünkü bu çarşı.. Hala var olmaya ve aynı kalmaya devam eder çünkü.. Herkese ve her şeye rağmen. Belki de bana etkileyici gelen kısmı buydu, bilemiyorum.. Bakırcılar Çarşısında yerel halk bakırdan tepsiler işliyor, cezveler kalaylıyor, büyük büyük kazanları kullanıma hazır hale getiriyor.. O kadar güzel malzemeler var ki kayıtsız kalamıyorsunuz.. İnsanları işlerindeki ustalıkları ise şahane.. insan hiç mi hata yapmaz o desenleri işlerken?
Bu çarşının yakınında bir de baharat ve fıstık satan sokak var.. Bu sokakta bir sürü çeşit baharat, Antep fıstığı, sumak, zerdeçal, isot ve çeşit çeşit kırmızı biber bulmak mümkün. Hepsi organik ve çok lezzetli.. Gönül rahatlığıyla sokaktaki istisnasız tüm esnaftan alışveriş yapabilirsiniz.
Tahmis Kahvesi
Tahmis Kahvesi'ne tamamen arkadaşım Emre'nin tavsiyesi üzerine gittim ki öncesinde ismini bile duymamıştım.. Orada en meşhur ve en klasik kahvesini içtim. Tabi ki daha önce içtiğim Türk Kahvelerine hiç benzemiyordu. Hafif acımtrak bir tadı vardı fakat oldukça lezzetliydi. Bir daha olsa bir daha içerim :) Bu kadar popüler bir mekan olmasına rağmen iç dizaynı hiç bir etnik deseni barındırmıyor, tamamen diğer bir çok yerde gördüğümüz sıradan cafeler gibi düzenlenmiş. Neyse ki çalışanlar ve lezzetli ikramlar tüm bunları unutturuyor. Sanırım ben Tahmis'ten daha geleneksel ve eski görünen bir iç dizayn beklediğim için bu şekilde düşünüyorum. Menengiç ve dibek kahveleri elbette efsane, ona diyeceğim yok.
Zeugma Mozaik Müzesi
Bam Bam Bam ! İşte burası Antep'te görüp görebileceğiniz en enfes yerlerden biri.. Müze gezmeyi sevmiyor bile olsanız, ''aman kasılıyorum ben sıkılıyorum ben'' bile diyorsanız Mozaik Müzesini görmelisiniz. Çünkü göreceğiniz mozaikler karşısında büyüleneceksiniz. Mezopotamya!nın, Anadolu!nun ve eski uygarlıkların ne kadar şık şeylerle evlerini, saraylarını bezediklerini görünce mimarideki asaleti ve elegantlığı tadacağınızdan emin olun. Mozaik müzesinde beni tek hayal kırıklığına uğratan şey Çingene Kız olarak bildiğimiz mozaiğin boyutuydu.. Her zaman bizim kocaman olarak algılamamıza sebep oldular çünkü devasa boyutlarda reklam panolarında, tabelalarda ve otel Gaziantep tanıtım videolarında bu şekilde gördük.. Kendisine özel bir oda yapılmış Çingene Kız mozaiğinin ancak minnacık kalmış orada.. Yine de hikayesi ve mozaiğin tam hali gerçekten görmeye değer.. Buraya elbette hikayesini koymuyorum ki kendisi hakkında ortaya çıkan tüm anlatıları onu görmeye gittiğinizde öğrenin :)
Gaziantep Hayvanat Bahçesi
Türkiye'nin ikinci büyük hayvanat bahçesinin Gaziantep'te olması beni de şaşırttı ama öyleymiş.. Burayı anlatmayalım gezmek isteyen gezsin çünkü ben de gezmedim :)))
Efe Bey Konağı Otel
Arkadaşlar ben oteller konusunda çok şanssızımdır ancak bu sefer gayet güzel bir tercih yapmışım ve Efe Bey Konağı'nda kalmışım.. Çünkü bu butik otel hem çok temiz hem çalışanları çok nazik ve yardımsever. Otel bir konağın otele çevrilmesiyle oluşturulmuş yani geleneksel Antep evi:) Bunun için de Antep havasını gayet güzel alıyorsunuz. Benim odam Antep Kalesi'ne bakıyordu ki sanırım diğerleri de aynı yere bakıyor.. Efe Bey Konağı hemen Cam ve Seramik Müzesi'nin kapı komşusu, Antep Kalesi ve Bakırcılar Çarşısı'na 5 dakika yürüme mesafesinde. Kahvaltısı zengin değil ancak kahvaltıyı dışarıda yapın zaten.. Antep gibi bir yerde kahvaltı için zeytin peynir tercih etmeyin.. Katmer, Beyran Çorbası deneyebilirsiniz..
Yorumlar
Yorum Gönder