Yoğun ve tempolu bir çalışma yılının ardından nihayet son uçuşumu da gerçekleştirdim ve yıllık iznime çıktım. En iyi arkadaşımı da yanıma aldım ve direk İzmir'e uçtum. Yaklaşık 40 dakikalık uçustan sonra İzmir'e ulaştık. Hem garip bir tereddüt hem de heyecan vardı içimizde. İlk defa bu denli uzun bir gemi yolculuğuna çıkıyorduk. Ve uzun süreden sonra ilk defa tatile çıkıyorduk.
Baştan söylemeliyim ki Celestyal Cruises ile tesadüfen tanıştık. Google aramalarımızda ilk sıralarda çıkmıştı ve izin günlerimize denk gelen turları mevcuttu. Ödememizi kredi kartı ile taksitlendirdik. Ancak unutmadan söylemeliyim ki biz tatilimizi tatilsepeti.com'dan almıştık. Hatta biz aldıktan bir hafta sonra aldığımız paket indirime girmiş, 150 TL zarar etmiştik diyebilirim. Bu yazımda sizlere hem Celestyal Cruises'tan hem de gezdiğimiz Yunan Adalarından detaylı biçimde bahsedeceğim.
Öncelikle Yunan Adaları Turu vizesiz bir tur. Ancak yapmanız gereken bazı şeyler var. Örneğin pasaporta sahip olmalısınız, tur paketiyle beraber 50 Euro kadar geçici vize ücreti ödemelisiniz ve gemiye giriş yapmadan hemen önce 15 TL Yurt Dışı Çıkış Harcı ödemelisiniz. İkimizin de pasaportu vardı, bu nedenle bu noktada sorun yaşamadık. Geçici vize ücretini ise turu satın alırken paketle beraber ödemiştik, muhtemelen diğer turlarda da aynısı olacaktır. Yurt Dışı Çıkış Harcı'nı ise Alsancak Limanı'ndan gemiye binerken satın alma noktaları kurmuşlardı, oralardan temin ettik.
Tura katılırken her hangi bir valiz-kilo sınırlaması yoktu. Bu nedenle Nicem ( seyehat ettiğim arkadaşım), Samsonite'dan aldığı büyük renkli valizi ve ben bir sırt çantası ve kabin boy valiz ile seyahate gittik. Tabi ki valizlerimiz tıka basa doluydu. :)
Gelelim Rotamıza .. Birçok alternatif mevcut ancak bize ne uygun olanı Celestyal Nefeli ile Efsanevi Yunan Adaları Turu idi. Bu tur İzmir çıkışlı olup, Sakız Adası, Rodos, Santorini ve Lavrion adalarını geziyor.
Sakız Adası
Sakız Adası, Çeşme'nin hemen karşı kıyısıdır. Bu nedenle Tc kaynaklı operatorlerinizin ve internetinizin kıyıda çekmesi yüksek ihtimal. Benim ki Avea ( Türk Telekom) Sakız Adası'nın liman kısmında zaman zaman internete ve hatta ulaşımım vardı. Bu adaya akşam üzeri 17.00 civarında ulaştık. Ancak hava henüz kararmamıştı, bu nedenle biz de zaten küçük olan bu adayı kısa sürede gezindik. Sizi büyüleyecek çok fazla imgenin bulunmadığı bu adada yüksek oranda Türk nüfusuna rastlarsınız. Özellikle kalabalık işletmelerde Türkçe konuşuluyor. Fazlaca da hem gemi turlarıyla hem de günübirlik Türkiye'den gelen tatilciler görmek de size sanki kendi ülkenizdeymişsiniz hissi veriyor. Sakız Adası küçük, samimi bir yer. Tıpkı Ayvalık'ı andırıyor. Bu ada da tur almanıza, araç kiralamanıza hiç gerek yok ( eğer bizim gibi bir turla gidiyorsanız). Tüm adayı toplam maksimum yürüyerek iki saatte gezebilirsiniz. Uğramanız gereken yerlerin başında limanda bulunan küçük heykel geliyor.
Ne anlama geldiğini hatırlamasam da hemen limanda bulunuyor ve biraz da olsa fotoğraf değeri taşıyor. Liman sıra ilerlediğinizde sıra sıra restaurantlari kafeler görüyorsunuz. Hepsi limanda sıralanmış durumda. Şaşırdığım ilk nokta ise Sakız Adası'nda fazlaca trafik ve araç olmasıydı. İlerledikçe anlatacağım diğer adalarda da benzeri bir durum söz konusu. Sanırım bizde ki Büyük Ada ya da Heybeli'deki motorlu araçlar girme yasağının benzerini hayal ettim.
İçlere doğru ilerledikçe daha tarihi bir doku, daha ada havası almaya başlıyorsunuz çünkü daha sessiz, daha sakin ve doğal bir ortam sizi karşılıyor. Biz gittiğimizde günlerden pazardı, sanırım birazdan da bu yüzden birçok dükkan kapalıydı.
Sakız Adası'ndan neler alınabilir?
Tabi ki ilk almanız gereken şey sakız. Ancak bu sakız bildiğimiz sakızlar gibi değil. Tabiri caiz ise kilo ile satılıyor ve damla sakızı. Fiyatı da uygun. Bizim aldığımız sakız 600 gr'lık kutu.
Aynı zamanda sakızlı reçel, ve ham maddesi sakız olan güzellik ve bakım ürünleri de alabilirsiniz. Aklınızda bulunsun damla sakızlı Türk Kahvesi seviyorsanız o da mevcut adada. Biz almadığımıza pişman olmuştuk çünkü gezdiğimiz diğer adalarda bulamadık aynı üründen ve çok üzüldük. Siz bizim yaptığımız hatayı yapmayın deriz.
Bu sakızı nasıl kullanacağım?
Başka bir çok yöntemi vardır elbette ancak ben gün içinde tükettiğim suyun içine atarak ona lezzet vermesini sağlıyorum. Aynı zamanda misafirlerinize ikram ettiğiniz Türk Kahvesi'nin yanında sulara birer çay kaşığı katarak da kullanılabilir. Türk kahvesi sakızlı olmasa da yanındaki suya eklemek lezzetli bir sunum oluyor.
Rodos Adası
Rodos Adası'na sabah saatlerinde ulaştık. Bu adayı gezmek için yaklaşık olarak 8-9 saatimiz vardı. Biz biraz daha ekonomik bir tatil yapmak istediğimiz için Celetyal Cruises'ın düzenlediği kara turlarına katılmak istememiştik bu ada için ki gerek de yoktu. Çünkü oldukça maliyetli oluyordu iki kişi. Rodos Adası'na yanaşan gemimizden bile ada o kadar tatlı görünüyordu ki heyecanlanmamak elde değildi. Rodos Adası üç tarafı yüksek kale duvarlarıyla çevrelenmiş bir ada. Açık kalan kısmı ise liman. Limana çıkıp da yol boyunca yürüdüğünüzde pırıl pırıl bir deniz ve kumsal sizi karşılıyor. Bahsettiğim kale duvarının deniz ile birleştiği yerde yine bu limanda. Biz önce yaya olarak adayı gezmeye karar verdik. Tüm hediyelik eşya satan, magnet dükkanları ve takı- tokacılar bu kalenin içine kurulmuş durumda. Ancak size tavsiyem ilk karşılaştığınız yerden alışveriş yapmayın. Çünkü merkezde uzaklaştıkça ürünler ucuzluyor. Bizim 3 Euro'ya aldığımız magneti 500 metre ilerde 1.5 Euro'ya bulmuştuk.
Öncelikle adada bulunan turlar ile de gezmek mümkün. Birincisi bizim tercih ettiğimiz Yellow Bus Tour.. Yani Sultanahmet'te gördüğümüz üstü açık otobüsler ile. Bu tur hemen limanda, gemiden çıkıp liman boyu yürüdüğünüzde karşınıza çıkıyor. Saat gündüz 12.00 'dan önce 12 Euro, saat 12.00'dan sonra ise 9 Euro idi
İkinci seçenek ise üstü açık golf arabaları tarzı bir tur ile gezmek. bu tur ise 7 Euro idi.
Bizim kullandığımız Yellow Bus Tour yaklaşık olarak 45 dakika da adayı dolaşıyor, önemli yerlerde de duruyor. İsterseniz bu duraklarda inebiliyor, bir saat sonra gelen tur ile devam ediyorsunuz. Hop on Hop off türünde bir tur olduğu için önemli destinasyonlarda inebilir ve daha detaylı gezebilirsiniz bu noktaları. Otobüste aynı zamanda wifi hizmeti sağlıyor, ki bu da bizi cezbeden noktalardan olmuştu.
Rodos Adası'nda Nerelere Gidilir?
Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi.
Eşsiz el yazması kitapların bulunduğu bu kütüphanenin sadece salon bölümü ziyarete açık. Kitaplar ise kilitli kapılar ardında.
İslam düşünürü Hafız Ahmet Ağa'nın hayatı hakkında pek fazla bilgi mevcut yok ancak binden fazla kitabı tasnif etmiş ve kayıt altına almıştır. Bazı kitaplar çalınsa da hangi kitapların olmadığı da biliniyor. Burada bulunan kitaplar tek kopya, yani dünyada başka eşleri daha yok.
Daha önce bahsettiğim adanın üç kenarını çevreleyen kaleden bir görüntü.
Burası ise rotamızın tesadüfen karşımıza çıkardığı restaurantlar meydanı.
Santorini Santorini kalp kalp kalp :)
Santorini Nicem ve benim en çok merak ettiğimiz adaydı elbette. Çıldırıyorduk oraya gitmek için, çılgınca gezip zilyon tane de instagram fotoğrafı çektirecektik çünkü. Nitekim de öyle oldu :) Biz bu ada için paraya kıydık ve Celestyal'in kişi başı 64 Euro olan kara turunu satın aldık. Santorini'ye direk gemi yanaşamıyor, daha geride açığa demir atıyor. Oradan sabah 8.00 saatlerinde botlarla limana seferler başlıyor ki bu seferler ister tur alın ister almayın ücretsiz. Fakat tur alanlar farklı bir liman noktasına bırakılıyor ve oradan da otobüslerle tura başlarlar. Katıldığımız kara turu Santorini'de dört farklı destinasyona uğruyor. Birincisi en çok karşımıza fotoğrafları çıkan Santorini kasabası olan Oia ( iya diye okunur) kasabası. Bu kasaba neredeyse tamamen tepeye kurulmuş durumda ve hemen bütün binaları beyaz ve mavi. Anlatılmaz yaşanır diyerek fotoğrafları paylaşıyorum. :)
Fira Kasabası - Santorini
Fira kasabası Santorini'nin görülmeye değer diğer küçük şirin kasabası ancak beni diğeri kadar cezbetmediği için pek fotoğraf çekmemişim :) Fira kasabasında sayısız otel ve konaklama yerleri bulmak mümkün ve hepsinin fiyatları Türkiye ile kıyaslandığında hiç makul değil diyebiliriz. Günlük 400-500 Euro'dan başlıyor. Balayı için de son zamanların gözde mekanları arasına kısa sürede girdi Santorini adası.. Şimdiden söyleyeyim valizlerinizi mümkün olduğu kadar hafif tutun, zira o daracık merdivenleri ve rampa yolları çıkmak hiç kolay değil, hatta o çok sevdiğiniz stilettoları da pek tercih edemeyeceğinizi üzülerek söyleyeyim.
Fira kasabası aynı zamanda bizim teleferiğe binip botlara binmek üzere limana indiğimiz kasabadır. Ancak biz Fira Kasabası'na ulaşmadan önce iki farklı destinasyona daha uğradık. İlk önce küçük ve şirin bir mahzene gidip şarap tattık. Beyaz şarap ve iki farklı kırmızı şarap. Beyaz şarapla aram pek iyi olmadığı için bu konuda fikir beyan edemem ama bence kaliteliydi. Gelelim kırmızı şaraplara birincisi biraz ekşi olsa da lezzetli bir kırmızı şarap ve sadece Santorini'de yetişen üzümlerden üretiliyor. Demek istiyorum ki o şarapları sadece Santorini'en satın alabilirsiniz. Son tattığımız şarap ise bildiklerimizden biraz daha tatlı, hatta çok tatlı ( itiraf edeyim pekmez gibi ).
Üçündü durağımız ise Santorini'nin en güzel sahili.. Turumuz bu sahilde yaklaşık 2.5 saat kadar zaman verdi. Burada hem denize girebiliyorsunuz hem de restaurantlarda oturabiliyorsunuz. Güneş alerjisi olan birisi olarak deniz-kum-güneş beni cezbetmese de restaurantta oturup Yunan mutfağına özgü yemekleri tatma imkanı buldum. İsmi şuan nedir hatırlamıyorum ama kıymalı fırında makarna tarzı bir şey yemiştim. Nicem ise çok hayranı olduğu kalamar tava ve yerel biradan ısmarlamıştı. Deniz düşkünü Nicem de denize girmekten vazgeçince restaurantta 2.5 saati bitirmeye çalıştık ve çok sıkıldık diyebilirim. Size söylemeyi unuttum, bu plaj beyaz değil siyah kumlardan oluşuyor. Hem adaya şuan ki karakterini hem de bu plaja bu kumu kazandıran volkanik patlama sağ olsun sadece burada görebileceğiniz bir plaj oluşturmuş. Aynı zamanda volkanik patlama ada sakinlerine üzüm yetiştirme imkanı da vermiş. Şöyle ki adanın en büyük sorunlarından birisi su. Denizin ortasında tesadüfen bulunan tatlı su kaynağı dışında başka kaynakları yok maalesef. peki tüm boş alanları kaplayan üzüm bahçelerini nasıl suluyorlar? Sulamıyorlar efenim çünkü asma bahçelerine serdikleri bu volkanik toprak, akşam buharlaşmadan dolayı oluşan nemi bünyesinde tutuyor ve asma kökleri de ihtiyacı olan suyu buradan temin ediyorlar.
Neyse ki restaurantta wifii vardı da internete girip vakit geçirebildik, ailelerimize haber verebildik. Olur da siz de plaja giderseniz bireysel olarak, oturduğunuz restaurantın şezlong ve şemsiyeleri ücretsiz olacaktır. Aksi halde ekstra 15 Euro ödemeniz gerekiyor. Plajda wc, duş ve kabin de mevcut, ayrıca gittiğiniz restaurantın wc'lerini de üst baş değişmek için kullanabiliyorsunuz. Size iyi bir haber daha vereyim, bu mekanlar bikinilerle oturmanıza da izin veriyor...
Lavrion Adası
Celestyal'in son uğrak noktası Lavrion Adası. Bu ada için kara turları düzenleniyor elbette ve Lavrion- Atina şeklinde 49 Euro. Ancak biz Santorini'ye fazlaca para yatırdığımızı düşündüğümüz için yeni bir kara turu satın almadık. Onun yerine gemide görev yapan garsonların doğrultusunda hemen yakınımızda bulunan alışveriş merkezine gittik. Yürüyerek, gemiden çıkınca maksimum 25 dakika sürüyor. Jombo isimli süpermarkete girdiğimizde söylendiği kadar her şeyin ucuz olduğunu gördük. Örneğin 1000 parça puzzle 4.99 Euro, bir çift sandalet 2.99 Euro ve buna benzer bir çok süs eşyası da Türkiye'dekinin 1/3 fiyatına satılmakta. Diğer adaların aksine çok ucuz her şey. Turizm açısından pek bir kitlesi yok, gezecek yer de pek yoktu. Bu nedenle biz alışveriş yapmayı tercih ettik. Hatta valizimiz doluydu, bir adet magnet koyacak yer dahi yoktu. Bu nedenle yeni bir valiz alıp içine aldıklarımı koyduk. Yani ben 1 valiz ile gittim, iki valiz ile döndüm :)
İşte Lavrion'a ait az sayıdakı fotoğraflarımızdan bazıları..
Küçük gemi ve deniz araçlarının yanaştığı Lavrion Port.
Lavrion Port'ta bulunan küçük bir kilise maketi. Yunanistan'da bunlardan görmek sıradan. İçerisinde de mumlar yanıyor. Yapılış amacı ise orada vefat eden insanları anmak. Hatta Santorini'nin sarp ve tehlikeli yollarından geçerken de görmüştük. Rehberimiz Ecem bize orada trafik kazası nedeniyle ölen insanlar / özellikle de çocuklar için inşa edildiklerini söylemişti.
Burada görmüş olduğunuz kadın heykeli ise denize açılan ya da sefere giden erkeklerin dönmesini bekleyen eş / anneleri temsil ediyormuş.
Lavrion'dan bu kadar :)
Celestyal Nefeli Tecrübesi.
Nefeli orta büyüklükte bir gemi, 600 kişilik kapasitesi var. 4. katta Aegean Restaurant ve 6. Katta da Leda Büfe'de 3 öğün yemek servis ediliyor. Buna ekstra olarak 5. katın tamamı ise sosyal aktivitelere ayrılmış durumda. 8. kat ise havuz ve şezlonglara ayrılmış, elbette orada da bir bar var. Celestyal'de gece aktiviteleri mevcut fakat bizi çeken pek bir şey olmamıştı. Yunan Gecesi, Sirtaki Şov, Latino Dans gibi farklı konseptlerde hazırlanmış şovlar onlardan bazıları. Ve bu şovları gemide görev alan arkadaşlar yapıyor. Yani check in yapan kabin ekibini dans ederken ya da garsonluk yaparken de görürseniz şaşırmayın. Yolculuğa başlamadan önce kısa bir acil durum tatbikatı yapılıyor. Bu tatbikat yaklaşık 10 dakika sürüyor. Ve acil bir durumda can yeleğinizi nasıl giyeceksiniz, nerelerde acil çıkışlar var ve nerelerde toplanıp gemiyi terk edeceksiniz gibi acil durumlarda ihtiyacınız olacak bilgileri sunuyorlar.
Her şey Dahil Ne Demek ?
Bu tabir yediğiniz ve içtiğiniz şeylerin dışında, housekeeping & vize ücretini de kapsıyor. Bir kaç marka ve ürün dışında ( örneğin biranızın yanına isteyeceğiniz cips ve kuru yemişler, sıkma portakal suyu, ayran ve odanızdaki şişe su ) hemen her içecek ÜCRETSİZ. Alkollü ya da alkolsüz ne içerseniz için.. Gemide aldığınız 3 öğün yemek ÜCRETSİZ. Her sabah saat 8.00'da kapınıza gelen housekeeping hizmeti de ücretsiz. 8. kattaki havuzu kullanmak da ücretsiz, bar ve localarda düzenlenen şovlara katılmak da ücretsiz. Bunlara ek olarak katılacağınız Türkçe rehberli kara turları ücretli ve biraz da pahalı. Eğer kaptan köşkünü ziyaret etmek isterseniz 7 Euro.
Kamaranıza her sabah günlük bir program bırakılıyor ve "cabin manager" Yunan aksanıyla İngilizce konuşarak anons sisteminden sizlere günaydın diyor. Size gönderilen günlük programdan mutlaka gemiye son biniş saatlerini not etmeyi unutmayın çünkü gemi kimseyi beklemiyor. Bu nedenle Yunanistan'da mülteci konumuna düşebilirsiniz.
Pasaportunuzu gemiye binerken kabin memurlarına teslim ediyorsunuz ve size bir numara veriliyor. Bu numarayla son gece resepsiyondan pasaportunuzu teslim alıyorsunuz.
Gemiye biniş ve inişini kontrol etmek için her yolcuya kendisine ait bir oda kartı veriliyor. Bu kart ile hem kamaranızı açıyorsunuz hem de gemiye giriş çıkışları yaparken okutuyorsunuz. Aynı zamanda gemide sipariş verdiğiniz her şey için bu kartı isterler. Ve sipariş ettikleriniz ücretsiz olsa da bu kart okutulur. En sonunda da Celestyal Cruises size bu kartı hatıra olarak size hediye ediyor :)
Son gün ise harcamalarınız odanıza gönderilir.
Son gün gece 00.30 a kadar valizlerinizi kapıya bırakırsınız ve görevliler onları toplar. Gemiye binerken de benzeri bir numaralandırma işlemi yapılır ve görevliler odalarınıza valizlerinizi dağıtmış olur. Yani hiç kimse valizini gemide taşımak zorunda kalmıyor.
Bizim kaldığımız oda iki kişilikti ve odamızda tv, banyo ve wc, 2 yatak, iki adet kıyafet dolabı ve bir masa vardı. Çok büyük olmamakla beraber bize yetmişti.
Şimdiden Yunan Adaları'na gideceklere İyi Eğlenceler :)
Yorumlar
Yorum Gönder