Ben Kimim?


Merhaba  Arkadaşlar. Ben Sevda bozdemir . Bahçeşehir Üniversitesi'inde pedagojik Formasyon Eğitimi almaktayım. Bu blogu açma amacım İngilizce'ye karşı ön yargılarımızı yıkmak için, öğrenmenizi kolaylaştıracak site ve öğretim metodlarını bir araya getirmek, siteler ne yapar ne eder hangi alanlarda bize yardım eder bunları sizinle paylaşmak.
Öncelikle bilmelisiniz ki İngilizce hemen 3 ya da beş günde öğrenebilecek bir konu değil. O nedenle ilk başladığınızda sabırlı olmanızı tavsiye ediyorum. İkinci olarak bunun uzun bir süreç olmasının yanında tek yönlü öğrenebilecek bir konu olmadığını, birden fazla alanda çalışmanız gerektiğini, kaynak ve yöntem çeşitliliği sağlamanız gerektiğini de belirtmek istiyorum. Son olarak öğretmen artık sizin için bir rehber niteliği taşımalı ve bireysel olarak daha çok çalışmanız gerektiğini de hatırlamalısınız. Takdir edersiniz ki İngilizce'yi kelime anlamıyla öğrenmeyecek edinecek ve benimseyeceksiniz. İşte küçük ama etkileri büyük tüyolar!
1. Erken Yaşta Başlamak: Öncelikle her şey doğru zamanında öğrenilir. Yani Yürümeyi öğrenebilmek için belli bir olgunluğa ve fiziksel- zihinsel gelişmişliğe ihtiyaınız vardır. Ve yürümeyi belli yaşlar arasında mutlaka öğrenmelisiniz ki daha sonra öğrenemk daha zor olacaktır. Burda olduğu gibi dil öğrenmek için de belli yaşlar çok önemlidir. En iyi öğrenme bilangual yani çift ana dil olarak öğrenmektir. Fakat ülkemize bu oldukça zordur hem ekonomik hem de kültürel açıdan. Yani çok az insanın annesi ya da babası Amerikan ya da İngiliz'dir. Bu nedenle bizler çok sonra öğrenmeye başlıyoruz. Fakat olabildiğince erken başlamak öğrenen için yararlıdır.
2. Zaman Ayırmak: Yabancı dil öğrenmek uzun zaman alan bir oluşumdur. Pedagoglara göre akıcı bir biçimde herhani bir yabancı dili konuşmak 5-6 yılını alabilir insanın. Tıpkı ana dilimizi öğrendiğimiz süre kadar. Nasıl çocukken 2 yaşına gelip hemen konuşmaya başlamıyorsak, ilk önce anlamaya-anlamlandırmaya çalışıp sonra sesleri taklit ederek önce heceler, kelimeler sonra da kısa cümleler kurarak başlıyorsak yabacı dil için de aynısı geçerlidir. Hatta Yabancı dili öğrenmek için iki kat zaman ve çaba harcamak gerekir. Çünkü zihnimiz tüm yaşamımızı ilk dilimiz üzerinden anlamdırıyor. Tüm kavrama yeteneğimiz ana dilimiz üzerinden oluşuyor. Bu nedenle ikinci bir sistem kurmak oldukça zor olan bir durum zihin için.
3. Çaba Sarf Etmek: Daha önce belirttiğimiz gibi dil öğrenmek çaba gerektiren bir işlem, zaman zaman değil her zaman üzerinde durmanız, üzerinde çalışmanız gereken bir konudur. Sadece bir gün çalışmak yetmez her gün hayatın içine onu dahil etmek, hayatla beraber edinmek gerekir. Kursa gittiğinizi varsayarsak kursun kapısından çıktıktan hemen sonra Türkçe konuşmaya başlıyorsunuz. Fakat olması gereken şey bu değil. Kurs arkadaşlarınızla nerde karşılaşırsanız karşılaşın  öğrendiğniz dilde konuşmaya çalışın. Derdinizi anlatamadığınızda Türkçe değil yanlış da olsa İngilizce cevap verin.
4. Çe-kin-me-yin! Tükiye'deki en büyük sorunlarımızdan birisi bu. Konuşmaya, hata yapmaya çekiniyoruz. İnsanların bizimle dalga geçmesinden, bize gülmesinden çekiniyoruz. Fakat unutmamamız gereken şey şu: hata yapmadan öğrenemeyiz ve ne kadar çekinirsek o kadar daha korkar hale geliriz. Şuan konuştuğunuz ana diliniz olan Türkçe'ye bakın. Bir sürü yanlışlarla dolu. Sınavlara girdiğinizde bütün soruları doğru mu yapıyorsunuz? Hayır tabiki. O zaman neden İngilizce'de konuşmaktan ve hata yapmaktan çekiniyorsunuz?
 Bunlar başlamadan önce vermek istediğim bazı tüyolar. İkinci bölümde en çok tercih edilen yöntemleri, yararlanabileceğiniz internet sitelerini anlatmak istiyorum.







Yorumlar